THE FATHER || 2021 OSCAR
8 Aday film arasından ikinci izlediğim The Father ile geldim bu sefer.
6 dalda aday gösterilmiş The Father.
Bitireli henüz 10 dk bile olmamışken, yorumu dumanı üstünde olarak yazmayı istedim. İlk aday filme göre işte bu, böyle bir film aday olabilir dedirtti.
''Anthony Hopkıns'' işte oyuncu, işte duygu aktarımı, hissettirmenin yaşam bulmuş hali. ( Hannibal'dan beri kendisinin hayranı olduğumuzu belirtmeden geçmeyelim :) )
Başka bir senaryo ve oyunculukta sıkıcı, tekrar olarak yorumlamaya çok müsait olan bir hikayeyi, unutulmazlar arasında yer aldırabilecek bir performans.
En iyi erkek oyuncu adaylığı için ( diğer filmleri izledikten sonrası içini değişir mi bilemem ama ) çok yerinde bir tercih olabilir.
Yer yer dram türünden gerilime mi geçtik hissi hissettirdiğini belirtmek gerekir. ( gerilim türünde olsaydı efsane olurdu )
Yaşlılık, hayat bir oyunsa eğer son levellara yaklaşmış olanların kaçınılmaz hali. Bir kez daha eğer uzun uzadıya vakit biçildiyse bu hayatta bana özellikle beyin sağlığımı koruyarak görmeyi dilerim o yaşlarımı dedirtti.
Anthony nasıl tanımlayıp anlatacağımı bilemediğim, ( izleyince anlayacaksınız ), yaşlılık ve unutkanlıkla mücadele eden, kızı Anne' nin bakımında yaşayan diğer kızı Lucy' nin ölümünün trajedisinin onda bıraktığı etkinin ne kadar büyük olduğunu gösteren, kaybını defalarca farklı şekillerde yaşayan karakter.
Filmdeki geçişleri ve bir avuç olayı öyle güzel işlemişler ki, ilk etapta anlamayıp, sonra anlamanın değil, hissetmenin önemini kavrayıp işte o noktada vay be dedirten bir yapım.
Babası için çabalarını ve o taksi sahnesi ile elinden geleni yaptı ama dedirten Anne' i canlandıran Olivia Colman bu performası ile en iyi yardımcı kadın oyuncu adaylığını çok da güzel üstlenir bir oyunculuk sergilemiş.
Florian Zeller tarafından kaleme alınan tiyatro oyunundan yine kendisi tarafından The Father, en iyi uyarlama senaryo adaylığı içinde de yer alıyor. Bu konuda tiyatro oyununu izleme ya da hakkında yeterli bilgi sahibi olamadığım için bu kısım hakkında yorum yapamıyorum.
Bunlar dışında En iyi film kurgusu ve En iyi yapım tasarımı adaylığı da bulunuyor yapımın.
Adaylık ve kazanmanın bir yapımın en iyi ya da en kötü olduğunun göstergesi olamayacağını düşünerek, hayatımda kaliteli ve anlamlı 1 saat 36 dakika için teşekkür ederek ve vay be güzel filmdi diyerek hatırlayacağım için şimdiden kazandı ve kazandırdı bile.
Zaman yeterli gelirse kalan adayları da tecrübe ve merak için ( just for myself ) izleyip, buralara notlar alacağım.
Çünkü unutmak, hafıza zayıflığı için eski insanların yaşlarını bile görmeye gerek kalmama ihtiyaç duymamaya başladım.
Sevgilerle...
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder