Ülke de bir dizi hikayesi tutunca neden neden hep o konu dışına çıkamıyoruz. İşin ilginç yanı bunu artık yeni oluşum olarak gördüğümüz internet dizilerinde de yapmayı nasıl başarabiliyoruz ? Evet izleyenlerin Fatma ile Şahsiyetin başlangıç kısımlarını, o ilk darbeyi almış kadın karakterlerin en büyük travmalarının birbirinin benzeri hatta tıpa tıp aynı oluşunu anlamışlardır.
Evet yapım sürükleyici, hatasız, kadro çok iyi, bölüm uzunluğu tam yerinde, çok büyük bir saçmalık, hikayede bir kopma yok ama ben artık başrol için seçilen kadınların bu kadar durağan, saçma ve boş bakışlı olmalarına dayanamıyorum. Kadın bölüm başı 2 kişi öldürüyor, ama telefon çalınca yol ortasında dünyadan kopuyor, birini öldürüp yanında uyuyup kalıyor, o yavaşlık, o durağanlık anlatılmak istenen karaktere ne kadar uymuş işte asıl soru bu bence.
6 Bölümü 5 saat gibi bir sürede peş peşe izledim, başrol karakter yani dizinin asıl ismine rağmen izlemeye devam ettiriyor oluşu bir başarıdır tabi ki, dizi-film geçmişime dayanan kendi seçimlerim için. ( ulusal eleştirmen değil, izleyiciyim, kendi yorumum kısmının farklı bir anlatımını denedim yukarıdaki satırlarda. )
Burcu Biricik oyunculuğu için değil sözlerim, tek kelime ile oynamış benim derdimin anlatılan karakter ile ilgili olduğunu ifade edebilmişimdir umarım.
Bunlar dışında Uğur Yücel ve Olgun Toker oyunculuğu yine ve yine çok çok iyiydi.
'' Çocukluğundan kaçmaya çalışanlar ne vakit büyüyeceklerini bilemezler''
dizinin açık ara en anlamlı cümlesiydi.
Keşte uluslarası yolculuğa, bu platformda Şahsiyeti yayınlayarak çıksaydık ama tabi hiç yoktan iyidir.
Yeni kişisel, bizde böyle yorumlarda görüşmek üzere.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder