UNORTHODOX || DİZİ YORUMU
Öncelikle belirteyim konu ve mini dizi olması itibari söylenecek her şey bence spoiler içerebilir ;))
4 Bölümden oluşan Netflix' in ilk Yidiş dili kullanılan yapımı.
Dizi Amerikalı- Alman bir yazar olan Deborah Feldman'ın aynı adlı otobiyografik eserinin uyarlaması.
Yidiş dili? Otobiyografik roman uyarlaması? soruları ile bile kendine çekti. Ama çok konuşulan, Instagramda gereksiz yere gündem olup herkesin storylerine konu olan eserlere otomatik gelen soğuma nedeni ile araya biraz zaman alıp izledim.
Bir günde bitirdim ama izlerken durdurup saatlerce okudum. Hala konu hakkında eksiklerim için okuma isteğim taze. Konu ve kaynaklar bu isteği doyurucu ve oldukça geniş. İçerisine bir efsun gibi sürüklüyor.
Öykü baş karakter Esther Shapironun Williamsburg, New York'da ultra- Ortodoks bir topluluktan ve evliliğinden Berline kaçışı ile başlıyor. Ana kuzusu eşin, Estherin hamile olmasını öğrenmesi ve Hahamların emri ile peşinden Berline gitmesi ile şekilleniyor.
Yapım o kadar "öneriye" göre bence altta kalmış. Neden bilmiyorum baş karakter Esther'i oynayan oyuncunun hissi bize vermek için büründüğü durgunluk, hissi yaşatmanın ötesine geçmiş. Ve o bedbaht son. Daha doğrusu sonu olmayan son. Mini dizi bile olsa, bir konu ve anlatıcı varsa ister okuyucu ister izleyici öylece ortada bırakmamalı bence. eee sonuç yada bir sonraki sezona gönderme. Bu bir hikaye ise ve durum öyküsü değilse ki değil, her izleyici bir sonu hak eder. Ha bu son çıkarım izleyiciye bırakılsa bile o noktaya kadar eşlik edilmelidir.
Geleyim okuyup, araştırmaya çabaladığım ve vay beee bilmediğim bir kapıyı aralıyorum dediğim noktaya. New York'un kalbi Brooklynde akıllı telefon, internet kullanımının yasak olması, kadın özgürlüğü ve kadına biçilen değer itibari ile böyle bir grup var mı dedim? Var evet. Ne yazılan eser kurgu ne de çekilen dizi. Hepsi dışa aktarım sağlanabilen henüz görmeye başlanan bir 21. yüzyıl yansıması.
Dizide kaçıp müzik aşkı ile yola çıkan Deborah Feldman ne oldu nasıl oldu yazar oldu sorusunun cevabına hala ulaşamadım. Ama kadının şarkı söylemesinin yasak olduğu ve Feldman'ın içine doğduğu topluluktan çıkış sebebini neden bıraktığını cidden merak ediyorum. Feldmanın bebeğini doğurduğu ve New York'a bir daha hiç geri dönmediğini, hatta o topluluktan ayrıldıktan bir yıl kadar sonra eski eşininde topluluktan ayrıldığını yıllar sonra verdiği bir röportajdan okudum.
Bu kaçış ve hayaller için gösterilen çaba sonrası, diziden verilen mesajlara bakarak şunu söyleyebilirim ki Deborah Feldman ırkını ve dini inancını hiç yok saymamış. Ve ırkının acı olaylar yaşandığı için uzak kalmayı tercih ettiği Berlin topraklarında yetiştiği geleneği korumuş. Yoksa 19 yaşında bir kadının "biz kaybettiğimiz altı milyon için doğururuz lafı" vurgulanmazdı. Ve bu düşüncede olmazdı bence.
Yapım güzel ama anlatım hiç güzel değildi. Tüm bu sorular cevaplarının olup olmayacağı iması bile yapılmadan uzay boşluğunda ve izleyici hayal dünyasında salınıp duracaktır.
Dizide geçen Yahudilerin geleneğinde yer aldığını öğrendiğim Şabat günü: Cuma günbatı ve Cumartesi gün batımı arasında Musevilerin iş ya da başka birşey yapmadan ibadete yöneldikleri zaman. ( Dizinin en başında herkes birbirinin Şabat gününü kutluyor)
Kahve Battaniye konsepti neden Unorthodoxla başladı ? Çok mu etkileyiciydi ? Benim ya da blogun
vereceği mesaja bir atıf mı içeriyor ?
Kahve Battaniyenin ilk içeriği için özellikle seçilmedi Unorthodox. Tesadüf, denk gelme...Üzerine bu kadar yazı ve gelenek okunduğu için bunları kaydetme isteği.
Yeni öneri ve yorumlarla kısa süre sonra tekrar buluşmak dileğiyle.
Deborah Feldman ve Oğlu
Diziyi izleyenlerin merak edeceğini düşünerek 3.bölüm sonu ;))
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder