SİYAH BUZ / BECCA FITZPATRICK
PEGASUS YAYINLARI / 384 Sayfa
Orada o dağ yolunda onlarlaydım ve iliklerime kadar üşüdüğümü hissettim.
Satırların arasında kaybolmak, kitap karakterine bürünüp onlarla adımlar atmak, maalesef her kitap sonunda, o son sayfayı da tükettiğiniz de söylenecek bir şey değil. Ama son zamanlarda okuduğum
ve beni dağ başındaki o yolda kar altında ayaklarımın ıslanıp ellerimin üşüdüğünü hissettirecek kadar etkileyen bir kitaptı. Sayfa sayının ilk etapta göze çok gelmesine bakmayın her sayfası dolu dolu çoğu zaman sizi oturduğunuz yerden bir korku filmi izliyormuş gibi ayağa kaldıran bir kitap.
Baş kahramanımız Britt. Zekası, yaptıkları, hayatta kalmak için muhteşem fikirleri ve bilgiyi doğru yerde doğru şekilde kullanması... Son zamanlarda maalesef ısrarla kitaplarda, yazınlar da oluşturulmaya çabalanan saf, zavallı, tek becerisi kadınlığını kullanmak olan, karşı cinsin etkisi altında kalmaya sanki mecburmuş gibi akdedilen o profilin dışında, kendi ayakları üstünde duran cidden zor bir durumda zekası ile hem kendinin hemde o salak arkadaşının hayatı için doğru hamleler yapan, ayakları yere basan, bağımlı olmaya değil, gücüyle var olmaya çabalayan bir karakter.
Yine sanki her konu, her türde bağımlı gibi sanki bir çembere sıkışmış gibi olayların vıcık vıcık aşk kokmadığı, her şeyin yerli yerinde olması gerektiği gibi tadında bırakılan bir kitap.
Kitabı okumadan önce konusu ve yorumlardan edinilen bilgiler bende onu kaçıran katil, kötü çocuğa aşık olan saf bir kızımızın başından geçenlerle bir yolculuğa çıkmayı beklerken beni ters köşe yapıp, bu ön yargılarımın üstüne basıp geçmesi ayrı bir mutluluktu.
Spoiler vermeden anlatma çabalarında şuralarda tükenen bir blogger varmış :))
Britt ve yakın arkadaşı Korbie bahar tatili için Korbie nin ailesine ait bir dağ evine gidip doğa yürüyüşü yapmak için yola çıkarlar. Britt' in Korbie' nin ağabeyi Calvin' e küçüklükten beri aşık olması, ve Calvin tarafından terk edilmesi ve Calvin' in sık sık dağ yürüyüşlerine gidiyor olması elbetteki Britt' in bu yolculuğa çıkmasının en önemli nedeni. Britt' in benzin istasyonunda tesadüf eseri tanıştığı Mason, işe yarar bir tesadüf olmasının çok daha ötesinde yer buluyor kitapta.
Kitabın başındaki hikayenin yani olayların 1 yıl öncesi olarak anlatılan kısa kesitin boşuna yer almadığı, elbet bir yerde işe yarar diyerek bir köşede tutulması, ileride tahmin yapmada işinize yaraya bilir.
Kitabın sonunun tam tadında bitmesi, bahsedilen sendromun bizdeki gibi bulduğu satıra serpiştirme yapmayarak işlenmesi, klasik Amerikan korku-gerilim filmlerindeki muhtaç elinden korkup bağırmaktan başka bir şey gelmeyen bir kadın karakter işlemeyişi çok başarılı.
Ve değinmeden geçemeyeceğim aslına bakarsak göz ardı edilemeyecek bir konumuz daha var, hadi sendrom anlıyoruz konunun işlenişi üç aşağı beş yukarı aynı o da tamam, kullanılan ve yinelenen ''duvar'' ''ruhu okuma '' adı altında yapılan betimlemeleri, karakterlerin yaşları, düşünce dünyaları, karakterlerin aile üyeleri, başrol karakterin anılara olan bağlılığı, sahip olduğu en yakın kız arkadaşla tek ortak noktaya sahip olmamaları, hatta sarılma anlarında kullanılan kelimeler bile koca bir tesadüften mi ibaretti ?? der ve naçizane yorumumu burada noktalarım efendim buralara kadar sabırla okuyup değer biçtiğiniz için çok teşekkürler, yeni yazılarda buluşmak üzere hoş çakalın ;))
kitapkahvebattaniye
KİTAP TANITIM FİLMİNİ ↧ İZLEYE BİLİRSİNİZ.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder