Okuyalım, okuya bildiğimiz kadar kitap, dergi, makaleler.... Çok yorgunken, üzgünken, ağladıktan sonra, hüzünlüyken, sevinçliyken, her halimiz de özellikle kendimizi en yalnız hissettiğimiz an okumaya başlayalım.
Okumak için belli zaman, yer aramayın. En tahammül edemediğim şey "boş vaktim yok" sebebi ( ki sebep bile değil bence) ile okumadıklarını kabul etmeyip zamana suç yükleyenler. Kitap boş vakit eğleyici değildir. Kitap okumanın dışında kalan her şey için zamanını paranı saçarken, onlara bu kadar hor davranmak niye?
Kendinize yapacağınız en büyük iyiliklerin başında geliyor kitap okumak. Sizi kimsenin kendinizin bile isteyince gidemeyeceğiniz, yaşamayacağınız hiç bilinmedik yerlere sürükleyip, en ütopik yerlerde gezdire bilen yegane varlıktır kitaplar.
Asla ama asla nankör değildir, sizden aldığı hiç bir şey yoktur, her şeyi misli ile verir, mutsuzluğunuzu alıp, sırlarınızı sonsuza dek saklarlar. Göz yaşlarınızı sayfalarına sığdırırlar. Umutlarınızı kimseye anlatamadığınızı sizinle paylaşır, hiç beklemediğiniz anda size öyle şeyler fısıldarlar ki kendinizi bir kitap sözü, bir sayfa okuyarak kimsenin veremeyeceği cesaretle bambaşka bir yerde bulur, kendinizi tanımanıza yardım ederler........
Ve daha bir çok şey, hiç bir zararı olmadan binlerce faydası sayılabilecek en değerli dostlarınıza hayatınızda yer açmayı unutmayın :))
Kahvenizden bir yudum alıp, istediğiniz bir kitabı alın elinize sarılın battaniyenize başlayın bir kitapla, yüzlerce karaktere dönüşüp, bir battaniyenin altında dünyanın en güzel seyahatine koyulmaya.
Bu satıra kadar okuduğunuz için Teşekkür ederim. Sıradaki kitap yorumun da görüşmek dileğiyle...
kitapkahvebattaniye'de ARA
18 Şubat 2017 Cumartesi
KİTAPLAR...
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)